

Tıp Fakültesi Dekanımız Prof. Dr. Mehmet Doğanay'dan 14 Mart Tıp Bayramı Kutlama Mesajı
Üniversitemiz
- Hakkımızda
- Genel Bilgi
- Misyon ve Vizyon
- Değerlerimiz
- Kurucu Vakıf
- Tanıtım Kataloğu
- Galeri
- Video Galeri
- Kurumsal
- Mevzuat
- Rektörlüğe Bağlı Birimler
- İş Akış Şemaları
- Logomuz
- Stratejik Plan
- Bağış
- Organizasyon Şeması
- Yönetim
- Mütevelli Heyeti
- Rektörlük
- Genel Sekreterlik
- Üniversite Senatosu
- Üniversite Yönetim Kurulu
- İdari Birimler
Tarih: 14.03.2022
Bu yıl 14 Mart Tıp Bayramı törenlerini, bütün dünyayı saran COVID-19 pandemisi etkisi altında kutlamaktayız. Salgın etkisini kısmen kaybetse de hala devam etmektedir. Salgın işaretleri, COVID-19 salgının sona doğru yaklaştığını göstermektedir. Artık bütün dünyada sağlık ordusu yorgun düşmüştür. Bu süreçte sağlık ordusunun salgın ile mücadelesi takdire şayandır. Aralık 2019 tarihinde Çin’in Wuhan şehrinde başlayan COVID-19 salgını bütün dünyayı etkilemiştir, etkisi hala devam etmektedir. Mart 12, 2022 tarihi itibarı ile Dünya Sağlık Örgütü, 452.201.564 doğrulanmış COVID-19 vakası ve 6.029.852 ölüm rapor etmektedir. Bunlar kaydedilen olgulardır, salgının gerçek boyutunun daha büyük olduğu hesaplanmaktadır. Ülkemizde ise, Sağlık Bakanlığının resmi kayıtlarına göre 12 Mart 202 tarihi itibarı ile; 13.913.625 doğrulanmış vaka ve 93.805 ölüm rapor edilmiştir. Bu rakamlar salgının gerçek boyutunun ne kadar büyük olduğunu göstermektedir. Kırk beş yıllık hekimlik hayatımda, ülkemiz içinde birçok bölgesel salgınlar gördüm. Ancak bütün dünyayı etkileyen iki büyük salgına şahit oldum; bunlar 2009-2010 pandemik influenza ve COVID-19 pandemisi. COVID-19 salgınında toplumun her katmanı etkilenmiştir. Salgın ile mücadelede her branştan hekimler yer aldı ve her disiplinden sağlık çalışanları en ön sıralarda çalışmalara katıldılar. Her birine teşekkür ve minnet borçluyuz. Salgın ile mücadele sırasında ülkemizde 1000’nin üzerinde hekim ve diğer sağlık çalışanı kaybımız oldu. Kendilerini rahmetle ve saygı ile anıyoruz. DSÖ Ocak 2020- Mayıs 2021 tarihleri arasında 80 000-180 000 sağlık personelinin COVID-19’ a yakalandığı ve yaklaşık 115 000 ölüm olduğunu tahmin etmektedir. Hastalık salgınları, tabii veya insan eli ile oluşturulan felaketler (deprem, sel, toprak kayması, kuraklık, savaşlar, nükleer savaş, terör eylemleri gibi) toplumlarda; siyasi, sosyal ve ekonomik yaşamı etkilediği gibi, eğitimi, sağlık hizmetlerinin sunumunu ve sağlık hizmetlerine ulaşımı da olumsuz etkilemektedir. COVID-19 salgını bütün dünya düzenini etkilediği gibi, ekonomik, sosyal, siyasi etkileri yanında, eğitimi, sağlık hizmetlerinin sunumu, sağlık hizmeti alımı ve sağlık çalışanları, özellikle de hekimler üzerindeki olumsuz etkilerini yakından gözlemekteyiz. Günümüz dünyasında insan eli ile oluşturulan felaketlerin olumsuz etkileri toplumun her katmanında hissedilmektedir. Türk Tıbbında batılılaşma ve modernleşme anlamında çalışmalar Osmanlı döneminde 1800’lü yılların başında başlamıştır. Batılılaşma çabalarını sürdüren Sultan II. Mahmud, Yeniçeri Ocağı’nın kapatılması ardından modern bir orduya sahip olma hedefinin bir parçası olarak yeni orduya (Asakir-i Mansure-i Muhammediye) nitelikli hekim ve cerrah yetiştirilmesi için Tıbhane-i Âmire’yi kurdurmuştur. Okul, 14 Mart 1827 (15 Şaban 1242)’de faaliyete geçti. Bu okul, ülkemizde modern anlamda açılan ilk tıp okulu olarak kabul edilmektedir. Bu kurum, daha sonra farklı adlar alsa da eğitime aralıksız ve kendisini geliştirerek devam etmiştir. Bu nedenle 14 Mart 1827 tarihi, ülkemizde modern tıp eğitiminin başlangıcı kabul edilmekte ve Tıp Bayramı olarak kutlanmaktadır. Bu tarihten itibaren, Osmanlı’nın son dönemleri ve Cumhuriyet Türkiye’si tıp eğitimi ve tıp uygulamalarında yönünü hep batıya dönmüştür. Türkiye bu çalışmaları ile modern tıp uygulamalarını yakından takip etmiştir, etmektedir. Günümüzün Modern Türkiye’sinde 79 Devlet Tıp Fakültesi ve 32 adet Vakıf Üniversitelerine bağlı tıp fakülteleri bulunmaktadır. Tıp Fakültelerinde, modern tıbbın gerekleri göz önünde bulundurularak eğitim verilmektedir. Son yıllarda ülkemizde, modern tıp eğitimi ile beraber geleneksel tıp uygulamaları ile ilgili eğitim programlarının açıldığını ve uygulamaların yaygınlaştığını da görmekteyiz. Son 40 yılda tıp teknolojisi ve uygulamalarında baş döndürücü gelişmeler olmuştur. Özellikle radyoloji, nükleer tıp, girişimsel işlemler, laboratuvar teknolojileri, kanser tanı ve tedavisinde önemli gelişmeler gözlenmektedir. Bu gelişmelerin sağlık uygulamalarına yansıdığının yakın şahitleriyiz. Tıp eğitimi uzun ve yorucu bir süreçtir. Altı yıllık eğitimin ardından mecburi hizmet ve uzmanlık eğitimi süreçler ile devam edilmektedir. Tıp mesleğinde öğrenme ve eğitim hayat boyudur. YÖK Başkanının 27.12.2021 tarihli açıklamasında; Devlete ait tıp fakültelerinde 92 bin 159, vakıf üniversitelerine bağlı tıp fakültelerinde ise 18 bin 152 öğrencinin hekim olmak için öğrenim gördüğünü, Türkiye'de toplam 110 bin 331 öğrencinin tıp fakültelerinde okuduğunu belirtmektedir. Güncel tıp bilgileri donatılmış olarak yetişen mezunlarımız dünyanın her bir yerinde çalışmakta ve her koşulda görev almaktadır. Türk doktorları barışta, savaşta, tabii veya insan eli ile oluşan felaketlerde görev almıştır, görev almaya da devam etmektedir. Bunun en çarpıcı örneği; 1915 yılında İstanbul’da Tıbbiye’ye kaydolan 1. Sınıf öğrencilerinin tamamı Çanakkale’de şehit düştü ve bu nedenle Mektebi-i Tıbbiye-i Şahane 1921 yılında mezun verememiştir. O günden bugüne kadar kaybettiğimiz bütün hekimlerimizi ve sağlık personelimizi saygı ve minnetle ile anıyoruz. 14 Mart Tıp Bayramımızı yürekten kutluyorum. Mesleğinizde ve görev yaptığınız kurumda her birinize mutluluklar diliyorum. Saygılarımı sunuyorum. LHÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet DOĞANAY