Tarih: 12.03.2025
Sevgili hekim adayları ve değerli meslektaşlarım,
Bugün, hekimlik mesleğinin değerlerini, köklü geçmişimizi ve geleceğe olan sorumluluğumuzu bir kez daha hatırlıyoruz. 14 Mart, yalnızca bir bayram değil, mesleğimizin köklü tarihine, toplumsal sorumluluğuna ve insana adanmış bir ömrün anlamına duyduğumuz saygının ifadesidir. 1827’de Tıphane-i Amire’nin kuruluşuyla başlayan, 1919’da Tıbbiyelilerin bağımsızlık mücadelesiyle güçlenen bu onurlu yolculuk, bizlere bilimin ışığında yürümenin yanı sıra, vicdanımızla hareket etmenin önemini de öğretiyor.
Tıp tarihi, yalnızca büyük buluşların değil, insana dokunan hikâyelerin de tarihidir. İbn-i Sina’nın bilgeliği, Hipokrat’ın etik anlayışı, Lokman Hekim’in şefkati… Bu isimler yalnızca tıp bilimine katkılarıyla değil, insan hayatına duydukları derin saygıyla da anılır. Onlardan devraldığımız bu miras, günümüzde de hekimliğin temelini oluşturuyor. Teknoloji hızla ilerlerken, bizler mesleğimizin özündeki “insan odaklı” yaklaşımı korumaya devam ediyoruz.
Tıp, yalnızca hastalıkları tedavi etmek değil, insanın hak ettiği sağlıklı, eşit ve özgür bir yaşamı savunmaktır. Biz hekimler, insan sevgisini, etik sorumluluğu ve toplum sağlığını gözetme bilincini her zaman ön planda tutmalıyız. Ancak, sağlığın korunması yalnızca bireyler için değil, yaşadığımız dünya için de büyük bir sorumluluk gerektirir. Ekolojik dengenin bozulması, insan sağlığını doğrudan tehdit etmektedir. Sağlıklı bir birey yetiştirmenin yolu, sağlıklı bir gezegeni korumaktan geçer.
Bu nedenle, yalnızca hastalıkları tedavi etmek yetmez; sağlıklı bir çevre için de sorumluluk almalıyız. Bu bilinçle, hekimlik yolculuğunuza devam ederken sizlerden beklentimiz; mesleğimizin insani ve etik değerlerine sahip çıkarken aynı zamanda küresel ekosistemimizi de gözetmenizdir. Özveri, şefkat ve bilime duyulan inancı, doğayı koruma sorumluluğuyla harmanlayarak hareket etmek, gelecek nesillere bırakabileceğimiz en değerli miras olacaktır. Biliyorum ki, ülkemizin ve dünyanın dört bir yanında fedakârca görev yapan hekimler ve sağlık çalışanları bu konuda da öncü rol oynamaya hazırdır.
Sizlerin özverisi, geçmişten gelen bu güçlü mirası geleceğe taşıyacak. Bugün geçmişimizle gurur duyarken, geleceğe de umutla bakıyoruz. İnancım odur ki; sizler insanı merkeze alan yaklaşımınızla, yalnızca hastaları iyileştirmekle kalmayacak, daha sağlıklı, daha adil ve daha yaşanabilir bir dünya için de emek vereceksiniz.
14 Mart Tıp Bayramı’nı gönülden kutluyor; bilimin, vicdanın ve insan sevgisinin her zaman yolunuzu aydınlatmasını diliyorum.
Sevgi ve saygılarımla,
Prof. Dr. Adile Berna DURSUN
Tıp Fakültesi Dekanı
