• TR | EN
  • İnternet Bağımlılığı

    1990'ların başından itibaren yaygınlaşan internet, toplumların sosyal, kültürel, teknolojik ve bilimsel ilerlemelerine büyük katkılarda bulunmuştur. Aynı zamanda günlük yaşamda birçok işin kolayca yapılmasına olanak tanır, kişisel gelişim ve eğitim gibi alanlarda da hayatımızı kolaylaştırır. Ancak, bu hızlı yayılma beraberinde bazı olumsuzlukları da getirmiştir ve çeşitli riskleri barındırmaktadır. Çünkü internet, bilgilerin kontrolsüz bir şekilde yayılmasına izin verir ve özellikle çocukları çevrimiçi risklere maruz bırakabilir. Bu riskler aşağıdaki gibi sınıflandırılabilir:

    C:\Users\user\OneDrive\Pictures\Screenshots\2023-03-06 (2).png

    Tüm bu alanda yaşanan riskler ve sorunların yanı sıra bilinçsiz bireylerin sürekli internet kullanımları; İnternet bağımlılığı, çevrim-içi (dijital) oyun bağımlılığı, sosyal medya bağımlılığı, akıllı telefon bağımlılığı ve teknoloji bağımlılığı gibi farklı isimlerle adlandırılan sorunlar ile karşılaşmalarına neden olmaktadır. İnternet bağımlılığı olarak ifade edilen bu durum, bireyin İnternet kullanımını kontrol edememesi, aşırı kullanımından dolayı iş, aile ve sosyal hayatında sorunlar yaşaması şeklinde tanımlanabilir.


    C:\Users\user\OneDrive\Pictures\Screenshots\2023-03-06 (3).png

    Şekil 2. Uygunsuz internet kullanımı sonucu oluşan sorunlar

     

    İnternetin bu uygunsuz kullanımı ve Bilgisayar ya da mobil cihaz başında geçirilen uzun süreler, birçok sorun yaratmaktadır. Bu şekil 2’de görüldüğü gibi bedensel, ruhsal ve sosyal sorunlar oluşturmaktadır. Tıpkı madde bağımlılığında olduğu gibi ortaya çıkmaktadır.

    Ancak farklı ölçütlerle de olsa bugüne kadar yapılan çalışmalar problemli internet kullanım bozukluğu yaygınlığının % 0,3-38 arasında değiştiğini göstermektedir.

    Genel olarak erkeklerde kızlara oranla 2-3 kat daha fazla görülmekte ve internetin problemli kullanımına genç popülâsyonda daha çok rastlanmaktadır.

    Tipik bir internet kullanım sorunu olan kişi haftada 40-80 saat arasında bilgisayar başında kalmakta ve tek seferde hiç aralıksız 20 saate kadar bilgisayar başından kalkmayabilmektedir. Uyku döngüsü bozulan kişiler uyarıcı madde kullanmaya aşırı kahve ve kolalı içecekler tüketmeye başlayabilir, fiziki aktivitenin giderek azalmasına bağlı obezite, el de sorunlar, sırt ağrısı ve duruş bozuklukları gelişebilir.

    Problemli internet kullanımı için yukarıda da ifade edilen görünüm özellikleri birbirlerine benzemektedir. Öncelikle internetle ilgili bilişsel durum dikkati çekmektedir. İnternet hakkında takıntılı düşünceler, azalmış dürtü kontrolü, internet kullanımını azaltamama ya da kesememe, internet dışındayken sürekli interneti düşünme, bir dahaki internete bağlanma anını sabırsızlıkla bekleme, internetin tek arkadaşı olduğunu düşünme gibi belirtiler göze çarpmaktadır.

    İnternet kullanımı sorunlu hale gelmiş kişide görülebilecek diğer özellikler ise; internete çok para harcama, yaşamındaki diğer bazı etkinliklere daha az zaman ayırma, kendini sosyal çevresinden izole etme, internette kalış süresi konusunda ailesine ve arkadaşlarına yalan söyleme, uyku düzeninde değişiklik/ uykusuzluk, akademik / iş ya da kişilerarası ilişkilerde sorunlar, sosyal çevrenin, ailenin, işin ya da kişisel sorumlulukların ihmal edilmesi, internetten uzak kalmaya çalışıldığında huzursuzluk hissetme, planladığından daha uzun süre internette kalma, fiziksel etkinliklerde genel bir azalma ve buna bağlı kilo alma, bağışıklık sisteminin zayıflamasına bağlı bazı fiziksel hastalıklara yatkınlık, uzun süre hareketsiz kalmaya bağlı boyun ve sırt ağrılarıdır.

    Problemli internet kullanımının göstergesi sayılan bu belirtilerin bir kısmı aslında sadece internet kullanımı değil, bilgisayar kullanımına bağlı ortaya çıkan belirtilerdir. Bir önemli nokta da problemli internet kullanımının belli yaş grupları ve cinsiyetler arasındaki farklı görünümlerinin olmasıdır. İnternet bağımlılığının tedavisi ile ilgili kanıta dayalı tedavi stratejileri olmasa da hem ilaç tedavisi hem de psikoterapi yöntemleri önerilmektedir

    Hem içerik sorunları hem uzun süreli kullanımlar sonucu yaşanan durumlar çocukları ve gençleri korumanın gerekliliğini ortaya koymaktadır. Çünkü internet kullanımı en çok onlar arasında yaygındır. Ülkemizde gençler arasındaki internet kullanım oranının %80’lerin üzerinde olduğu bilinmektedir. Tüm bunlar “uygun ve güvenli internet kullanımı ve dijital ebeveyinlik” kavramlarını gündeme getirmektedir.

    Dijital ebeveynlik, dijital dünyayı takip ederek olanak, fırsat, ihtiyaç ve tehlikelerin farkında olan, çocuğunu bu tehlikelerden koruyup olanakların kullanımı hakkında bilinçlendiren ebeveyn olarak tanımlanabilir. Ebeveynlerin çocuklarını dijital risklere karşı korumasında kontrol mekanizmasını işletmeleri gerekmektedir. Ancak bu kontrol mekanizması çocuğun çevrim-içi fırsatları kullanmasına engel olmamalıdır.

    Ebeveynler ayrıca çocuğa sadece gerçek yaşamda değil dijital ortamlarda da etik kuralların öğretiminden sorumludurlar. Bu nedenle ebeveynlerin kendilerinin de dijital etiğe sahip olması gerekmektedir. Dijital ebeveynlerin sahip olması gerek son özellik olarak, yeniliklere açık olma ve yenilikleri takip etme olan yenilikçilik belirtilmiştir.

     

    Uygun İnternet ve Güvenli Kullanım:

    Çocukların çevrim-içi ortamlarda istismar edilmesi İnternet’in güvenli biçimde kullanımını gündeme getirmiştir. Bu bağlamda ülkemizde de İnternet’in güvenli biçimde kullanılabilmesini sağlamak amacıyla yasal düzenlemeler ve çeşitli etkinlikler yürütülmektedir.

    Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu bünyesinde faaliyet gösteren Güvenli Web (www.guvenliweb.org.tr), Güvenli Çocuk (www.guvenlicocuk.org.tr), Güvenli İnternet (www.guvenlinet.org.tr/tr), İnternet Yardım Merkezi (www.internetyardim.org.tr) ve İnternet Bilgi İhbar Merkezi (www.ihbarweb.org.tr) gibi İnternet siteleri aracılığıyla İnternet’in güvenli biçimde kullanımı için gerekli desteği sağlamaktadır.

    • Anne ve baba çocuğuna, küçük yaşlardan itibaren iyi bir boş zaman faaliyeti vermelidir. Sanal ortamın, doğal ortamın sınırlarını geçmemesine dikkat edilmelidir.

    • Çocukların arkadaşlarıyla özellikle doğal yollardan görüşmelere yönlendirilmeli, onlara bu konuda yeni olanaklar sağlanmalıdır. Sanal kütüphaneler kullanılırken gerçek kütüphaneler rafa kaldırılmamalı ve kitap okuma alışkanlıkları kaybedilmemelidir.

    • Ebeveynler, bilgisayar oyunlarını; çocuğun evde yaramazlık yapmaması, kendilerini rahatsız etmemesi ve onları oyalaması için gerekli bir araç olarak görmemelidir. Zaman zaman çocuklarıyla bilgisayar oyunlarını birlikte oynamalıdır. Oyun zamanlarını belirlemeli ve çocukların bu sürelere uymasını sağlamalıdır. Çocuklarına internette vakit geçirme ve internet kafe ziyaretlerini azaltma konusunda katı kısıtlamalar ve cezalar vermek yerine onlarla karşılıklı konuşmayı ve ikna yolunu seçmelidir.

    • Çocuklarını pornografik içerikli veya kumar oynanan internet sitelerini ziyaret ederken görürlerse, onları azarlamamalı, yaptığının yanlış olduğu ve kendisine zarar vereceği yönünde karşılıklı olarak konuşmalıdır.

     

    Giriş Yap Lokman Hekim Online